Hapishane Arkadaşım (2)

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Amateur

Gül önümüzde yürüyordu. İncecik penye kumaş, kalçalarını sımsıkı sarmış ve aralarına girmişti. Attığı her adımda kımıl kımıl oynayan ve sağa sola çalkalanan o baş döndürücü yuvarlaklar, benim bile sikimi kaldırmıştı.
Hakan ise iyice mahvolmuş gibiydi. Verandaya ulaştığımız anda, rahat koltuklardan birine oturdu ve hala elinde olan hırkasını kucağına koydu. Böylece de biraz rahatlamış oldu. Şimdi sikini gizlemişti.
Karımın dudaklarında beliren küçük gülümsemeden, onun da durumun farkında olduğunu anlıyordum. Sonra gözüme, sehpanın üstündeki viski şişesi, bardaklar ve buz kovası çarptı. Ben de bir koltuğa oturdum.
Gül bardaklara bol bol viski koyup, Hakan’a ve bana verdi. Genelde gün ortasında viski içmek kimsenin aklına gelmezdi tabii ama, ben karımın işin içine alkolü de katıp, biran önce hedefine varmayı amaçladığını anlıyordum. Bardaklarımızı, Hakan’ın üç günlük özgürlüğünün şerefine kaldırdık.
Gül, Hakan’la benim tam karşımıza gelen koltuğa oturmuştu. Bardağını yanındaki küçük sehpanın üstüne koyup öne eğildi ve ayakkabılarının bağlarını çözmeye başladı. Tanrım, memeleri tulumundan dışarı fırlamak üzereydiler. Sonra, Hakan’ın oraya bakmamaya çalıştığını fark ettim.
Bu arada karım ayakkabılarını çıkarmıştı bile. Şimdi çıplaktı ayakları. Dizlerini biraz daha aralamıştı. Yalnızca parmak uçları değiyordu yere. Bardağını bir kere daha havaya kaldırıp, bizi de içmeye zorladı.
Hakan, sürekli benimle konuşuyordu. Bunu, Gül’e fazla bakmamak için yaptığını anlamıştım. Bir çeşit savunma mekanizmasıydı yani. Ama daha yeni başlıyordu her şey. Bir süre sonra hiç bir savunma yönteminin onu kurtaramayacağını biliyordum.
Nitekim karım saldırıya geçmişti bile. Durmadan sorular yönelterek, Hakan’ı ona bakmaya zorluyordu artık. Bu arada bardaklarımız da boşalmıştı. Gül ayağa kalkıp, üçünü de tekrar doldurdu.
Bu sefer yerine oturduğunda, dizlerini daha da çok aralamıştı. Yine Hakan’la konuşuyordu. Bir süre sonra küçük ritmik hareketlerle, dizlerini açıp kapamaya başladı.
İnanılmaz derecede huzursuzdu Hakan. Karımın içine düşmüştü. Gül dizlerini iyice araladığında, amının dudakları belli oluyordu tulumunun incecik kumaşı altından.
Hakan’ın aksine, onun durumdan son derece memnun olduğunu görebiliyordum. Viskinin de etkisiyle, oldukça rahat hareket ediyordu artık. Sonra, amının sulanmış olduğunu fark ettim. Tulumun incecik kumaşı şimdi ıslanmış ve artık amı, bir resim gibi görünmeye başlamıştı.
Manzara öylesine sik kaldırıcıydı ki, ben de bacak bacak üstüne atıp, kalkmış sikimi gizlemek zorunda kalmıştım. Hakan’ın yüzü iyice kızarmıştı artık. Gözlerini bir türlü koparamıyordu oradan.
Tek yapabildiği, arada sırada bana kaçamak bakışlar fırlatarak, durumun farkında olup olmadığını anlamaya çalışmaktan ibaretti. Bir saatten fazla oturduk öyle.
Hakan, kente, alış verişe inmek istiyordu bu arada. Gül hep birlikte gitmemizi önerdi ve üstünü değiştirmek için yerinden kalkıp eve gitti. Hakan’ın gözleri, o gözden kaybolana kadar, attığı her adımda çalkalanan kalçalarından sakarya escort ayrılmamıştı tabii.
Biz iki erkek baş başa kalınca, biraz rahatladı. Bir süre cezaevinden ve oradaki ortak tanıdıklarımızdan söz ettik. Sonra karımın seslenmesiyle kendimize geldik. Kapıdan çıkmış, bize el sallıyordu.
Hakan’ın yüzü, yine allak bullak olmuştu ve yine haklıydı tabii. Tulumunu çıkarmış ve bir büstiyerle bir şort giymişti Gül… Büstiyeri, uçuk sarı renkli ve eteği kesilmiş bir atlet fanilasından başka bir şey değildi. O kadar kısaydı ki, karımın memelerinin alt kısımlarını ancak örtebiliyordu.
Bu yetmiyormuş gibi, kol altlarının kesiği de alabildiğine derindi. Bu da, yandan bakıldığında, memelerinin, neredeyse uçlarına kadar görünmesine neden oluyordu.
Gül’ün giydiği şort ise üstünde küçücük siyah benekleri olan sarı penye kumaştan yapılmıştı. Öylesine dar ve kısaydı ki, akıl alır gibi değildi. Ona doğru geldiğimizi görüp, bize arkasına dönerek arabanın yanına doğru yürüdü.
Kıçının yanaklarının bacaklarıyla birleştiği yerde meydana gelen o müthiş yuvarlakların göründüğünü fark ettim. Ayaklarına da yine sarı renkli, alabildiğine yüksek topuklu dekolte ayakkabılar geçirmişti.
Birden durdu Hakan. Sonra da bana tuvaletin yerini sordu. Tarif ettim. Elinde çantasıyla içeri girdi. Ben de karımın yanına gittim.
“Adamı öldürmek üzeresin…” dedim ona, “Ya da en azından, siki pantolonunu yırtacak…”
“Ohhh farkındayım sevgilim… Ama çok hoşuma gidiyor biliyor musun..? Sen bir de bana nasıl baktığını görebilsen… Gözleriyle sikti beni kaç kere…”
Bu arada Hakan da evden çıkmış bize doğru geliyordu. Çantasını içerde bırakmıştı. İyice sokulduğunda, birden tuvalette ne yaptığını anlayıverdim. Sikini, pantolonunun sağ paçasının içinde, bacağının üstüne sarkıtmış, daha doğrusu öylesine kalkmış bir sik sarkıtılamayacağı için uzatmıştı.
Sonra da, bir şeyle onu, bacağına bağlamıştı. Ama ne yaparsa yapsın, o azman siki, yine tüm hatlarıyla belli oluyordu. Onu bacağına bağladığı yer bile belliydi. Ses çıkarmadım.
Arabaya bindiğimizde, karım arkaya oturdu, Hakan da öne, benim yanıma. Otomatik kapıyı yine uzaktan kumandayla açıp vitese taktım ve yürüdük. Neredeyse aynı anda, Gül yine Hakan’la konuşmaya başladı. Aynadan, onun arka koltuğun tam ortasında, yani önünde bacaklarını maskeleyecek koltuk bulunmayan tek yerde oturmuştu.
Doğal olarak ona dönmek zorunda kalmıştı Hakan. Yüzünden, yine aklının başından gittiğini anlayabiliyordum. Çaktırmadan dikiz aynasını biraz aşağıya, karımın bacaklarına doğru ayarladım. Tanrım, manzara müthişti.
Dizlerinin arası, iki karışa yakın açıktı Gül’ün. Şortunun, yalnızca bir parmak enindeki ağı, amının dudakları arasına girmişti. Öyle ki, yalnızca deliği görünmüyordu amının. Benim sikim de artık iyice kalkmış ve kazık gibi olmuştu.
Niyetim, alış-veriş yapmayı planladığım hipermarkete giderken, bir taraftan da Hakan’a, şehri göstermekti. Bu nedenle, kentin Batı tarafındaki bir alışveriş merkezine gitmeyi planlamıştım. Bu da, sakarya escort bayan yolumuzun epeyce uzun olduğu anlamına geliyordu tabii. Gül, tüm bu süre boyunca, Hakan’a işkence etti diyebilirim.
Mağazada da durum pek farklı olmadı Hakan için. Nereye gitsek, karım önden yürüyor ve zavallının aklını başından alıyordu. Kalçalarının hareketleri öylesine baştan çıkarıcıydı ki, Hakan’dan başkaları da takılmaya başlamışlardı bu inanılmaz sik kaldırıcı manzaraya. O da bunun farkına varmıştı tabii. İnanılmaz bir biçimde sinirlendiğini fark ederek şaşırdım.
“Karın çok güzel bir kadın…” dedi birden bana.
“Biliyorum…”
“Etraftakilerin gözleri hep üstünde… Rahatsız olmuyor musun..?”
“Neden rahatsız olayım Hakancım..? Yapabileceğim bir şey yok ki.. Senin dediğin gibi güzel kadın… Bakıyorlar diye çarşafa, poşete koyacak halim de yok…”
“Yani ne bileyim…”
Bundan sonra yine sustu Hakan. Bir saate yakan kaldık orada. Hakan kendine bir şeyler aldı. Bu arada ben de, tekneyle gezineceğimizi düşünerek bir mayo hediye ettim ona.
Sonra eve dönmek için yeniden arabaya bindik. Gül, tıpkı buraya gelirken yaptığı gibi, yine arka koltuğun tam ortasına oturdu. Ayna zaten ayarlıydı ve şimdi onun bacaklarını iyice aralamış olduğunu görebiliyordum. Şortunun incecik penye kumaşı, hem hareket edip, oturup kalkmaktan gevşemiş, hem de am sularıyla sırıl sıklam ıslanmıştı. Şimdi, amının dudakları iki taraftan görünüyordu artık.
Kısacası Hakan’ı tekrar ve bu sefer daha da şiddetli boyutta esir almıştı. Üstelik bütün bunlar yetmiyormuş gibi, sağ elinin işaret parmağını, bacağının iç tarafında yukarı aşağıya dolaştırmaya da başlamıştı karım. Sanki hafifçe bacağını kaşıyormuş gibiydi ama, bu öylesine sik kaldırıcı bir etki yapıyordu ki, benim de sikim artık zonklamaya başlamıştı.
Eve döndüğümüzde, Hakan’a odasını gösterdim. Evin üst katında, bizim yatak odamızın bitişiğindeki odayı, onun için hazırlamıştık. Çantasını ve dükkandan aldıklarını alıp odasına girdi. Karımla ben de kendi odamıza girdik. Gül’ün gözleri parlıyordu.
“Acayip bir herif bu sevgilim…” dedi, “Yol boyu beni gözleriyle sikti adeta…”
“Ama sen de öyle bir oturuyordun ki, başka bir şey yapmasına olanak yoktu zaten…”
“Ohhhh… Güzel görünüyor muydum..?“
“Neredeyse amın görünüyordu…”
Yüzünde şeytanca bir gülümsemeyle, gidip yatağın üstüne oturdu karım. Yine bacaklarını birbirinden ayırmıştı.
“Böyle miydi..?“ diye sordu gözlerimin içine bakarak.
Yalnızca başımı sallayabildim. Gerçekten de müthişti manzara. Şimdi ayakkabılarını da çıkarmıştı Gül. Sağ elini götürüp, orta parmağıyla amını okşamaya başladı.
“Offf nasıl da sulanmış amım… Sikilmek istiyorum şu anda, biliyor musun..?”
Sikim kazık gibi olmuş, dudaklarım kurumuştu. Büyülenmiş gibi, karımın şortunu indirmesini seyrettim. Sonra da büstiyerini çıkarıp attı. Şimdi çırılçıplaktı karşımda. Gözlerimin içine bakarak, vücudunun üst kısmını yatağın üstüne bıraktı. Bu yetmiyormuş gibi, bir de bacaklarını havaya kaldırmış ve iyice ayırarak, dizlerini escort sakarya yukarıya çekmişti.
Tabak gibi açıktı karşımda. Amı, susamış bir ağız gibi açılmıştı. Yapılabilecek tek şeyi yaptım o zaman. Hızla soyunup sokuldum ona doğru. Sikimin başı, amının şişmiş dudaklarına değdiğinde, tüm vücudu titredi Gül’ün.
“Ohhhh sik beni kocacımm..“ diye inledi, “Hadi sok sikini içime… Ohhhh hadi… Sikilmek istiyorum…”
Ses tonu öylesine yüksekti ki, şaşırmıştım. Birden ne yapmaya çalıştığını anlayarak, daha da heyecanlandım. Hakan’ın odasıyla bizimkinin arasında, kilitli bir kapı vardı ve sesimizi rahatlıkla duyabilirdi Hakan.
Karım işte sırf bu nedenle yükseltmişti sesini. İşitilmek istiyordu. Garibimi kendini göstere göstere tahrik ettiği yetmiyormuş gibi, şimdi bir de sesle tahrik etmeye çalışıyordu onu.
Dibine kadar geçirdim amına. Bu, Gül’ün, sarsıla sarsıla belini getirmesine neden oldu. Durup, sakinleşmesini bekledim. Sonra da onu sikmeye başladım. Zevkten çıldırmış gibiydi.
“Sik beni…” diye bağırdı, “Ohhhh sik beni n’olursun…”
Başım dönüyordu. Her an belim gelebilirdi ama, tüm gücümle kendimi tutmaya çalışıyordum.
“Sence ne yapıyordur şimdi..?“ diye fısıldadı karım.
“Mutlaka otuzbir çekiyordur…” dedim fısıldayarak.
“Ohhhh müthiş sevgilim… Hadi sik beni… Ohhhh hadi sik beni… Ahhhhhhh… Ohhhhhh… Immmnnhhh… Ahhhhhh…”
Yine çığlık çığlığaydı. Hiç susmuyordu neredeyse. Sürekli inliyor, bağırıyordu. Hakan’ın uçtuğuna emindim. Otuzbir çekmekte olduğuna da. O kadar çok tahrik olmuştum ki, daha fazla tutamadım kendimi.
Tohumlarımın içine dolduğunu hissetmek, Gül’ün da iyice çıldırmasına neden oldu. Bağıra bağıra belini getiriyordu o da. Sonra öylece yığılıp kaldık.
Yatağın üstünde birbirimize sarılıp, bir süre öylece yattık. Sonra Hakan’ın oda kapısının açılıp kapandığını duyduk. Aşağı iniyordu. Karım biraz doğrulup dirseğini yatağa dayadı ve gözlerimin içine bakmaya başladı.
“Zamanı geldi artık galiba, değil mi sevgilim..?“ dedi sonra da.
“Neyin zamanı geldi..?”
“Kendimi bu azmana siktirmemin tabii…”
Birden yine alabildiğine heyecanlandım. Bunun düşüncesi bile, inanılmaz tahrik ediyordu beni. Hakan’ın, cezaevinin saunasında gördüğüm siki geldi gözlerimin önüne. Gül, onu neyin beklediğini bilmiyordu hala.
“Nasıl yapacaksın bunu..?“ diye sordum.
“Şimdi aşağıya, onun yanına gideceğim ve senin uyuduğunu söyleyeceğim… Bu fırsatı kaçırmayacağına eminim…”
“Ben nasıl seyredeceğim peki..?“
“Mutfağa girip, servis penceresinden seyredersin…”
Sikim yeniden kalkıp kazık gibi olmuştu. Ama karımın buna aldırdığı bile yoktu. Yataktan kalkıp banyoya girdi. Kapıyı kapamamıştı ve yattığım yerden amını yıkadığını görebiliyordum. Az önce içini tohumlarımla doldurduğum amını, Hakan için temizliyordu. Kalkıp, ayağıma bir şort geçirdim.
Bu arada Gül de banyodan çıkmış ve gardrobunu açmıştı. Sonunda öyle bir şey seçip üstüne geçirdi ki, Hakan’ın onu görür görmez kafayı iyice yiyeceğini anladım.
Şarap rengi, pamuklu krep kumaştan yapılma bir giysiydi bu. Çıplak vücudunun tüm hatlarını meydanda bırakıyordu kumaş. Kolları, omuzları ve kütür kütür memelerinin önemli bir kısmı zaten meydandaydı.
Eteği de, kalçalarını ancak örtüyordu. Ayakları çıplaktı.
Yüzünde şeytani bir ifadeyle baktı bana.
*** Devam ***

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Yayımlayan

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir